“HASTALARIMIZI ZAMAN MAKİNESİNE BİNDİRİYORUZ”
Diş Hekimi Adem Can Karaçor, kariyerini teyzesinin doktorluk mesleğine duyduğu hayranlık ve ailesinin yönlendirmesiyle şekillendirmiş bir sağlık profesyoneli. Adana’da doğup büyüyen ve Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olan Adem Bey, kendi kliniğinde en ileri teknolojileri ve yenilikçi tedavi yöntemlerini kullanarak hastalarına hizmet veriyor. Bu özel röportajda, Adem Bey kariyer yolculuğunu, mesleki tutkularını ve diş hekimliğindeki teknolojik yeniliklere olan derin ilgisini bizimle paylaşıyor.
Adem Bey, sizi tanıyabilir miyiz?
1988 yılında Adana’da doğdum ve şu anda 36 yaşındayım. Ailemle birlikte Adana’da büyüdüm. Teyzem Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmişti. Onun mesleğine hayranlık duyarak sağlık sektöründe kariyer yapmaya karar verdim. Teyzemin yönlendirmesiyle diş hekimliğini tercih ettim ve Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazandım. 2011 yılında mezun oldum ve Osmaniye’de çalışmaya başladım. 2014’te askerlik görevimi Kıbrıs’ta yerine getirdikten sonra 2015 yılında Dr. Galip Gürel’den gelen teklif üzerine İstanbul’a taşındım. 2017’de bir kazada sağ omzum kırıldı ve hekimliğe ara verip diş hekimlerine özel eğitimler yapmaya başladım. Omzum iyileşince İstanbul’da kendi kliniğimi açtım. 2018’den bu yana Vital Fulya Plaza’da hizmet veriyoruz. Şu anda 4 dental firmanın KOL’i olarak sunumlar yapıyor ve yeni teknoloji ve ürünleri test ediyorum. Fotoğrafçılıkla 20 yılı aşkın süredir ilgileniyorum. Çocukluğumdan beri Photoshop ve video düzenleme ile meşgul oluyorum. Ayrıca ney, klarnet ve klasik gitar çalıyorum; bu üç enstrümanı da kendi başıma deneyerek öğrendim ve çok seviyorum. Bir yıldır kliniğimizi Cumartesi ve Pazar günleri kapalı tutuyoruz. Bu sayede çalışanlarımız aileleriyle daha fazla vakit geçirebiliyor ve kendi hobileriyle ilgilenebiliyorlar. Mesleğimde odaklandığım üç temel konu var: Estetik diş hekimliği ve gülüş tasarımı, dental fotoğrafçılık ve dijital cihaz kullanımı. Ayrıca diş hekimi korkusunu ve anestezi uygulamalarını da önemsiyorum.
Kliniğinizde kullandığınız teknolojik aletler ve yöntemler nelerdir ve bu teknolojilerin hasta tedavilerine olan etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mesleki hedefim her zaman en güncel teknolojileri takip edip kliniğimde kullanmaktır. Örneğin, iğne fobisini yenmemize yardımcı olan dijital anestezi cihazımız bulunuyor. Ayrıca, tomografi ve röntgen odamızda Anti-Rad radyasyon önleyici kumaş kullanıyoruz. Bu kaplama FDA onaylı olup Nükleer Düzenleme Kurumu’nun testlerinden başarıyla geçmiştir. Ayrıca, inHouse laboratuvarımızda Cad-Cam robotlarıyla protez üretimi yapıyoruz. Bu teknolojiler hastalarımızın tedavi süreçlerini hızlandırarak daha konforlu bir deneyim sunuyor.
Eklem tedavileri için nasıl bir teknoloji kullanıyorsunuz?
ModJaw adında çene eklemi sorunlarını teşhis eden bir cihaz kullanıyoruz. Bu cihaz sayesinde hastalarımızın dişleriyle yaptığı hareketlerin 80 mikron hassasiyetle kayıtlarını alıyoruz. Diş aşınmaları, diş sıkma ve migren gibi problemlerin kök sebeplerini teşhis etmemize yardımcı oluyor. Ayrıca, fonksiyon sırasında basınç değerlerini göstererek eklem tedavisini daha hassas hale getiriyor.
Bu cihazın kullanımı Türkiye’de yaygın mı?
Henüz yaygın değil. Türkiye’de sadece beş adet var. Bu cihazı kullanmak için derin bilgi, deneyim ve iyi bir ekip gerekiyor. Bu yüzden interdisipliner bir ekip kurduk. Ekipte osteopat, fizyoterapist, ortodontist ve diğer uzmanlar yer alıyor.
Bu tedavileri yapabilmek için ne tür eğitimler aldınız?
12 yaşında derin bir çürük nedeniyle diş çekimi sonucu sol çene eklemimde sorunlar başladı. Alanında dünya çapında hekimlerden eğitimler alarak bu sorunun peşine düştüm. İtalya, Almanya, Brezilya, Romanya, Amerika, İspanya, Dubai ve Litvanya’da eğitimler aldım. En çığır açıcı eğitim ise 2016-2018 yılları arasında süren FACE (Functional And Cosmetic Excellence) eğitimi oldu. Bu eğitimler sayesinde ModJaw’u kliniğimize entegre ettim ve klinik hassasiyetimizi artırdım.
Karaçor FaceLift’ten bahseder misiniz?
Karaçor FaceLift, ameliyatsız yüz germe sağlayan bir tedavi yöntemidir. Porselen laminalarla yüz boyutunu ve şeklini düzeltiyoruz. Hastalarımızın yüz hatlarını iyileştirerek ameliyatsız bir estetik görünüm sağlıyoruz. Bu tedavi ile yüz kasları daha iyi çalışıyor, cilt geriliyor ve kırışıklıklar azalıyor.
Sizin konseptiniz Karaçor FaceLift’in bildiğimiz yüz germe’den (FaceLift’ten) farkları nelerdir?
Karaçor FaceLift, dişleri porselen laminalarla düzelterek hastaların yüzlerini gençleştirir. Bu tedavi sonrası hastalar ya ameliyattan vazgeçiyor ya da ameliyatın boyutu küçülüyor, komplikasyon riski azalıyor. Ancak her hastaya uygulanabilir değil. Detaylı muayene ve ModJaw kayıtları ile hastanın uygunluğunu belirliyoruz; bazı durumlarda MR ve tomografi gerekebiliyor.
Bu tedaviden sonra hastalarınızda ne gibi değişiklikler oluyor?
Diş yaşını gençleştirdikten sonra hastalarımızda kalıcı değişiklikler gözleniyor. Uyku kalitesi artıyor, yüz kasları geriliyor ve kırışıklıklar azalıyor. Gözaltları doluyor, dudaklar kalınlaşıyor ve hacim kazanıyor. Diksiyonları gelişiyor, konuşmaları rahatlıyor, boyun ve omuz ağrıları azalıyor. Dişler sivrileştiği için daha az kuvvetle çiğniyorlar, bu da diş sıkmalarını azaltıyor. Masseter ve temporal kasları küçülüyor, geniş yüzler daralıyor. Ayrıca, bağırsak mikrobiyotası da olumlu yönde değişiyor.
Diş Yaşıyla Longevity’den bahseder misiniz?
Dişler zamanla aşınır ve ilk günkü hallerinden uzaklaşır. Bu konseptle hastalarımızın diş yaşını gençleştiriyoruz. Örneğin, 40 yaşındaki bir hastanın dişlerini 9 yaşındaki birinin dişleri gibi yapabiliyoruz. Bu tedavi için en az 24, en fazla 28 dişe porselen lamina veya kompozit dolgu yapmamız gerekiyor. Dişlerdeki sadece çatlak ve yumuşak kısımları aşındırarak bu işlemi yapıyoruz. Bu da minimal invaziv diş hekimliği prensibine uygundur. Bu tedavi sonrasında hastalarımızın uyku kalitesi artar, yüz kasları gerilir, konuşmaları rahatlar ve genel sağlık durumları iyileşir.
Karaçor FaceLift, ameliyatsız yüz germe sağlayan bir tedavi yöntemidir.
Porselen laminalarla yüz boyutunu ve şeklini düzeltiyoruz.
Bu tedavi yöntemleri ve kullanılan teknolojilerle hastalarınıza en iyi hizmeti nasıl sunuyorsunuz?
Hastalarımızın tedavi süreçlerini daha rahat ve stressiz hale getiren SlowDentistry konseptini uyguluyoruz. Tam anestezi sağlanmadan tedaviye başlamamak, tedavi odalarının dezenfeksiyon süresini azaltmamak ve amalgam dolgu sökümlerinde özel lastik örtü kullanmak gibi prensipleri içeriyor. Bu yöntemlerle tedavi sürecini uzatarak daha kaliteli sonuçlar elde ediyoruz. Ayrıca, Smile Rehabilitation Clinic konseptiyle tedavi sürecini daha bütüncül bir yaklaşımla ele alıyoruz. Bu tedavi protokolü sayesinde hastalarımızın yüzünde oluşan boyut kaybını, kaslarının şekil değişikliğini, dudaklarının incelmesini ve çene uçlarının burunlarına yaklaşmasını ameliyatsız bir şekilde düzeltiyoruz.
Dijital Gülüş Tasarımı (DSD) nedir ve hastalarınıza nasıl bir avantaj sağlar?
Dijital Gülüş Tasarımı (DSD), hastalarımıza 3D gülüş tasarımı sunarak tedavi öncesinde nasıl bir görünüme sahip olacaklarını gösterir. Hastanın dişlerinin ve yüz yapısının dijital ölçümlerini alarak en uygun gülüş tasarımını yapıyoruz. Bu sayede hastalarımız, tedavi sonrasında nasıl bir sonuç alacaklarını önceden görebiliyorlar.
Dental fotoğrafçılık konusunda çalışmalarınız var mı?
Fotoğrafçılık teyzemden gelen bir sevgi. İlk makinem Zenit analog makineydi ve teyzemden hediye aldım. Makinenin içindeki lensleri çıkarıp telefonun üstüne koyarak doğru kombinasyonla makro fotoğraf çekmeye başladım. 6 uluslararası patentim var ve bunların 3’ü diş hekimliği alanında. Türkiye’de de 1 endüstriyel tasarım patentim var. Ayrıca, başvurmadığım yaklaşık 30 buluşum var. Bu tedavi yöntemleri ve kullanılan teknolojilerle hastalarımıza en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Diş hekimliğinde en güncel gelişmeleri takip ederek, hastalarımızın sağlığını ve konforunu ön planda tutuyoruz.