Yenilikçi Çözümler Sunarak Sağlığa Ulaşımı Yaygınlaştırıyoruz
Koç Medical, sağlık teknolojileri alanında Türkiye’nin öncü şirketlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Şirketin Ar-Ge Elektronik Teknolojiler Lideri Hakan Özkahraman ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda, Koç Medical’in kuruluş hikayesini, pandemi sürecindeki başarılarını ve gelecek hedeflerini ele aldık. Özkahraman, şirketin inovasyon ve teknolojiye olan bağlılığını, sağlık sektöründeki etkilerini ve yaşadıkları zorluklar ile bu zorlukların üstesinden nasıl geldiklerini bizimle paylaştı. Koç Medical’in hem Türkiye’de hem de global pazarda sağlık teknolojileri alanında nasıl bir fark yarattığını ve bu süreçte elektronik teknolojilerin oynadığı kritik rolü derinlemesine inceleyeceğiz.
Bize kuruluş hikayenizden bahsedebilir misiniz?
Pandeminin en yoğun dönemlerinde yaşanan ventilatör eksikliğine çözüm olarak Sağlık Bakanlığı iş birliği ile Haziran 2021’de 5000 adet ventilatör üretimi ile başlayan Koç Medical’in hikayesi, Koç Holding tarafından 2021 yıl sonunda merkezi Hollanda’da bulunan Koç Medical B.V’nin; ardından Türkiye’de Koç Yaşa Çok Yaşa Medikal A.Ş.’nin kurulmasıyla devam etti. Ben de o dönemde solunum projesinde çalışan arkadaşlarımla birlikte Koç Medical’e transfer oldum.
Koç Medical’in sağlık teknolojileri alanındaki hedefleri nelerdir?
Koç Topluluğu’nun sağlık teknolojileri alanında faaliyet gösteren Hollanda merkezli şirketi Koç Medical BV, sağlık teknolojileri şirketi olarak sağlık ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler sunmak, sağlığa ulaşımı herkes için yaygınlaştırmak ve bölgesel bir sağlık teknoloji gücü haline gelmek amacıyla kuruldu. İki farklı ürün grubu olan tek kullanımlık tıbbi sarf malzemeler ve tıbbi cihazlar olmak üzere çalışmalarını sürdürüyoruz. Koç Medical olarak konvansiyonel ürünler grubunda medikal cihaz ve medikal sarf malzemelerinin tasarım ve üretimine odaklanıyoruz. Koç Medical’e bağlı Türkiye’de 2 ayrı şirket bulunuyor. Bir tanesi, kuruluş yılı 2022 olan Koç Medical Çok Yaşa Medikal A.Ş iken, bir diğeri Temmuz 2023’te %100 hisselerinin alımının gerçekleştiği tıbbi cihazlar alanında 60 yıldan bu yana faaliyet gösteren Bıçakcılar Global Tıbbi Ürünler Sanayi ve Ticaret A.Ş. Bu iki ayrı şirket ile sağlık teknolojileri alanında ürün yelpazesi çeşitlendirilirken, ihracat pazarlarının genişletilmesi ve global büyümeye de önemli bir katkı sağlanması hedefleniyor. Bu sayede ülkemizin tıbbi malzeme alanında ihracatın ithalatı karşılama oranına da büyük bir destek verilecektir.
Türkiye’nin her yerine hizmet veren bir satış ve servis ağımız mevcut.
Koç Medical olarak geliştirdiğiniz ventilatör projeleri ve diğer medikal cihazlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Şu an Yüksek Akışlı Oksijen Terapi (High Flow Oxgen Teraphy – HFOT) cihazımız Corensys Stelia model ismi ile hastanelerde kullanılıyor. Çok yakında bu cihazımızın bir üst modeli olan Corensys Oxymax modelimizi piyasaya süreceğiz. Stelia modelimizden tecrübe ettiklerimiz ile geliştirdiğimiz Oxymax modelimiz, uluslararası pazardaki en iyi diyebileceğiniz tüm cihazlar ile başarı ile rekabet edebilecek, hatta onların üzerine çıkabilecek, bir HFOT cihazı olacak. Türkiye’nin her yerine hizmet veren bir satış ve servis ağımız mevcut. Hastanelerin tüm ihtiyaçlarına gece gündüz demeden cevap veriyoruz. Onlardan gelen tüm eğitim, görüşme isteklerini karşılıyoruz. Hastane profesyonellerimiz de sağ olsunlar, bir Türk firması olmamız sebebiyle bizi çok sıcak karşılıyor ve tecrübelerini de çok samimi bir şekilde bize aktarıyor. Dolayısıyla hastaneler ile, satış sonrasında da çok iyi bir ilişkimiz var diyebilirim.
Ar-Ge çalışmalarınızda öncelik verdiğiniz alanlar nelerdir?
Pandemi sırasında geliştirdiğimiz solunum cihazları sayesinde, solunum konularında belirli bir bilgi birikimimiz oluştu. Bu sebeple solunum cihazları konusunda çalışmalara devam ediyoruz. Bıçakcılar satın alımından sonra, orada üretilmekte olan ameliyat masa ve lamba ürünlerine yönelik yenilikçi teknolojilerin entegre edildiği yeni platform projeleri geliştiriyoruz. Buradaki hedefimiz de üretilen ameliyat masa ve lambalarında, dünyanın en teknolojik ve kaliteli ürünlerini hastanelere sunabilmek. Ayrıca ODTÜ MEMS merkezi ile çalıştığımız, beyin travmaları sonrasında oluşan KYD dalgalarını analiz edecek sensör ve cihaz geliştirme projemiz var. Elektronik ve yazılım teknolojilerindeki gelişmeler hayatımızın her alanında olduğu gibi, sağlık sektöründe de oldukça etkin bir rol oynuyor. Yapay zekanın belki de en etkin kullanılmaya başladığı alanlardan birisi sağlık uygulamalarıdır. Ayrıca robot teknolojileri, görüntü işleme teknolojileri, uzaktan erişim, MEMS vb. teknolojiler de etkin bir şekilde Sağlık sektöründe kullanılıyor.
Peki sağlık teknolojilerinde yenilikçi çözümler üretme konusunda karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir?
Eğer bir sağlık ürünü ya da cihazı yapıyorsanız, uymanız gereken birçok yasal süreç (MDR, ISO-13485, ürüne özel standartlar, MDCG kılavuzları), etik onaylar, hasta bilgilerinin korunması ve ayrıca yürütmeniz gereken hayvan deneyleri, klinik testler vb. süreçler var. Burada harcamanız gereken bir efor, zaman ve maliyet bulunuyor. Güçlü finansal yapımız ve tecrübeli bir Ar-Ge ekibimiz ile süreci yönetiyoruz.
Güçlü finansal yapımız ve tecrübeli bir Arge ekibimiz ile süreci yönetiyoruz.
Covid-19 pandemisi sürecinde edindiğiniz tecrübeler ve bu tecrübelerin şirket stratejilerinize etkisi nasıl oldu?
Pandemi öncesinde, çevik proje yönetimi konusunda eğitimler alıyorduk. Ancak pandeminin gelmesi ile üstlendiğimiz yoğun bakım solunum cihazı projesinde, bir anda kendimizi Çevik proje yönetiminin gerçek pratiğinin içinde bulduk. Her sabah ekip ile o gün yapılacak işleri planlıyorduk. Gün içinde hem ekip ile hem diğer proje paydaşlarımız (Aselsan, Baykar ve Biosys) ile birlikte uzaktan toplantılar yapıyorduk. Akşamları ise her ekibin lideri günlük raporları hazırlayıp, bir üst yöneticisine iletiyordu. Projede sürekli beklenmedik durumlar oluyordu. Mesela Amerikan hükümetinin, projede kullandığımız oransal valflerin, üreticisi ile anlaşmamıza rağmen, ülke dışına çıkmasını yasaklaması gibi. Aniden farklı bir üreticiye dönülüyor, tüm hesaplamalar yeniden yapılıyor ve elektronik kartlar yeniden çiziliyor. Bizim için hedef 5000 adet cihazı gününde, tüm fonksiyonları ile çalışır, kaliteli bir biçimde teslim etmekti. Çevik yaklaşım ile, bu hedefe ulaşmak için, bir yol kapandığında durmadık, farklı yollar bularak hedefe ulaşmaya çalıştık. Kısaca söylemek gerekirse, öğrendiğimiz en önemli kazanımlardan biri, çevik proje yönetimi oldu.
Özdisan’la olan iş birliğiniz hakkında ne söylemek istersiniz?
Özdisan, elektronik sektöründe çok başarılı girişimleri olan, istikrarlı bir ivme ile büyüyen, ülkemiz için değerli bir firma. Özellikle pandemi döneminde solunum cihazını geliştirirken, kendileri en önemli ve kritik tedarikçilerimizden biri oldu. O günlerde, ellerindeki komponent çeşitliliği ile bizim birçok problemimize çözüm oldular. Şimdi de stratejik diyebileceğimiz bir iş birliği içerisindeyiz. Kendileri bize sadece komponent temini sağlamıyor; elektronik kartlarımızın hazırlanmasında da, kardeş firmaları Assan’dan destek alıyoruz. Ayrıca ihtiyaç duyduğumuzda bize tasarım konusunda da destek veriyorlar. Şirketimiz büyüdükçe, aramızdaki iş birliği de artarak devam edecektir.