spot_img

Bitki Yetiştiriciliğinin Altın Formülü: Doğru Işık

Geçtiğimiz sayıda genel hatlarının üzerinden geçtiğimiz bitki yetiştiriciliği aydınlatması ile ilgili bu sayıda uygulamanın tekniği ile ilgili bilgilere yer vermeye çalışacağız. Öncelikle ışık nedir sorusunun cevabından başlayalım. Işık, elektromanyetik spektrumun belirli bir bölümünü kapsayan elektromanyetik radyasyondur. Ya da foton denilen parçacıkları taşıyan enerji şekli olarak da tanımlanabilir. Ancak genellikle ışık denince, insan gözüyle görülebilen 400 – 700 nm dalga boyları aralığındaki ya da diğer tabirle morötesi ile kızılötesi arasında kalan görünür spektruma atıfta bulunulur.

Bitkilerin ışığa olan ihtiyaçları ve ışığın bileşenlerine karşı hassasiyetleri diğer canlılara göre farklılık gösterir. Örneğin; insanlar en çok yeşil ışığa duyarlıyken, bitkiler çok daha geniş bir renk aralığına karşı hassasiyet gösterirler. Özellikle kırmızı ve mavi ışık, fotosentezin en verimli yapıldığı renklerdir. Bu farklılık, ışığın miktarının
ölçülmesinde farklılık olması gerekliliğini de beraberinde getirir. İnsan gözünün mavi ve kırmızı ışığa karşı duyarlılığı göreceli olarak düşük olduğu için, ışık genellikle lux veya lumen birimleriyle ölçülendirilirken, bitkiler söz konusu olduğunda PAR (μmole m-2 s-1) birimini kullanmak daha doğru olacaktır. PAR, Photosynthetically Active Radiation yani fotosentez yapabilen canlılar için aktif radyasyon anlamına gelmektedir ve 400 ile 700 nm dalga boyları aralığındaki ışığın taşıdığı foton sayısının miktarını gösterir.

Bitkiler yaprakları üzerinde taşıdıkları klorofil gibi pigmentler yardımıyla ışığı absorbe ederler ve fotosentez vasıtasıyla glikoz yani besin ve oksijene dönüştürürler. Biz de bitkilerin ürettiği bu besini hücrelerimizde oksijenle yakarak karbondioksit, su ve enerji açığa çıkarırız.


Bu döngünün işleyişini çok uzun yıllardır biliyor olsak da güneşten gelen ışığın farklı bitkiler tarafından nasıl en etkin şekilde değerlendirildiği hususu bitki yetiştiriciliği aydınlatması açısından araştırılmaya devam eden bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Hangi
bitkinin hangi büyüme döneminde, günün hangi saatinde, hangi
spektrumda, hangi şiddette ve sürede, hatta hangi yönden ışığa maruz kalması durumunda elde edilmek istenen sonuç için en iyi tepkiyi verdiği, cevaplarını aradığımız sorular. Bunların cevapları ise o bitki için reçeteyi meydana getirir. Şimdilik kamuya açık bilgiler daha çok ışığın rengi ve bitkinin gelişimi arasındaki ilişki ile sınırlı. Örneğin;

“Bitkilerin ışığa olan ihtiyaçları ve ışığın bileşenlerine karşı hassasiyetleri diğer canlılara göre farklılık gösterir.”

UV Işık : Ağırlıklı olarak, bitkinin savunma mekanizmasını harekete geçirir.
Mavi Işık :
● Uzamayı engeller,
● Stomanın açılmasını tetikler,
● Daha koyu renkli yaprak ve çiçeklere sebep olur,
● Hiç olmaması ya da sadece mavi renk uygulanması aşırı uzamaya yol açar.
Yeşil ışık : Mavi ışığın etkisini yok eder,
Uzak Kırmızı (Far Red ): Çiçeklenme ve uzamayı arttırır.

Kırmızı/Uzak Kırmızı oranı (R/FR):
● Yüksek R/FR hızlı fide büyümesini sağlar,
● Düşük R/FR uzamayı arttırır,
● Geceleri aralıklı olarak düşük R/FR uygulanması çiçeklenmeyi teşvik eder. Burada unutulmaması gereken nokta gölge bitkilerinin genellikle farklı tepki verdiğidir.

Sonuç olarak, bitkilerin reçetelerinin belirlenmesi konusunda henüz daha yolun başında olduğumuz çok açık. Yapılan uygulamalardan elde edilen birikimin kamuya açılıp geliştirilmesi de ticari sır olarak nitelendirildiğinden çok sınırlı kalıyor. Dolayısıyla bu konu üzerinde çalışmak veya yatırım yapmak isteyen aydınlatma üreticileri için sahada elde edecekleri deneyimleri ile kendi reçetelerini hazırlamak şu an için tek çare gibi görünüyor.