spot_img

Yazılım: Türkiye’nin Petrolü

Yazılım sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor. Etrafımız yazılımla donatılmış araçlar, cihazlar hatta evlerle sarılmış durumda. Türkiye’de yazılım sektörünün büyümesi ve yerli yazılım kullanımının artması adına yürüttüğü çalışmalarla ses getiren Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Ufuk Güneş ile bir araya geldik. Güneş, sektörün durumunu değerlendirerek KOBİ’ler için çok önemli ipuçları paylaştı.

1985 yılında İstanbul Üniversitesi’nden mezun oldum. İlk kodumu 1982 yılında yazdım, 1992 yılında Korgün Yazılım’ı kurdum, ben bu şirketi kurarken Türkiye’de ERP kavramı henüz yoktu. MRP yani malzemelerin
üretime göre planlandığı daha basit sistemler vardı. ERP ise bütün iş süreçlerinin içerisinde yer aldığı daha kapsamlı bir sistem. 2000’li yıllarda perakende sektöründe büyük bir hareketlenme meydana geldi, fabrikalar kendi mağazalarını açmaya
başladı. Amerika’daki barkod sistemi ülkemize geldiğinde biz bu sistemin yerli yazılımını hali hazırda yazmıştık, müşterilerimiz talep eder etmez kullanımlarına sunabildik.

Yerlileşmenin ciddi anlamda arttığını söyleyebilirim. Bu artışın en temel iki nedeninden bahsedecek olursak; yerli yazılım firmalarıyla çalışılması halinde daha hızlı hareket edebilme ve çabuk muhatap bulabilme avantajı ortaya çıkıyor. Bir de fiyat – performans olarak yerli üretim çok daha karlı. Yabancı firmalara göre çok daha uygun fiyata daha iyi performans sunan yazılımlar sağlayabiliyoruz.

Yazılım

YASAD, 1992 senesinde kuruldu, kuruluşundan birkaç sene sonra ben de derneğe dahil oldum. 2011 yılından bu yana da dernek başkanlığı görevini sürdürüyorum. YASAD, Türkiye’de yerli yazılım sektörünü temsil eden tek dernek olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Yazılım sektöründe faaliyet gösteren firma sayısının 3000’in üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz. Bugüne kadar bilişim, yazılım ve bilgisayar alanında çalışan firmalar ayırt edilemiyordu, yeni yeni bir sistemde tutulmaya başlandı. Sistem tam anlamıyla işler hale geldiğinde firma sayısını daha net bir şekilde telaffuz edebileceğiz. YASAD’a 467 kurumsal şirket üye. Bu firmalar da Türkiye’deki yazılım pazarının %72’sini oluşturuyor. Yazılım ihracatının %86’sı da yine bu şirketler tarafından yapılıyor. Göreve geldiğim 2011 yılında öncelikli hedef olarak pazarı büyütmeyi seçmiştik. Yazılım pazarı o zamanlar biraz ufaktı. Pazarı büyütürken iki tane strateji belirlemiştik, bunlardan bir tanesi ihracatı büyütmekti diğeri ise iç pazarda yerli yazılımın kullanım oranını arttırmaktı. Bu hedef doğrultusunda hareket ederek ihracatımızı 250 milyon dolarlardan 3 milyar dolar civarlarına getirdik. İç pazarda da kamuda yerli yazılım kullanım oranlarını %11’den %50’ler seviyesine çıkardık. Şimdiki vizyonumuz ise Türkiye’yi bilgi ve iletişim teknolojilerinde bölgedeki merkez ülke yapmak. Bunu başardığımız takdirde önümüzdeki 10 yıl içerisinde ihracatımızı minimum 15 milyar dolar civarına getirmiş olacağız. Böylelikle en az 1 milyon gencimizi de bu sektörde istihdam etme fırsatımız olacak. Dolayısıyla yazılım sektörü önümüzdeki dönemde Türkiye’nin en önemli sanayilerinden biri olacak. Bana göre bugünden sonra Türkiye’nin petrolü yazılım olacak. Yeter ki doğru adımları atmaya devam edelim.

Şu anda 47 ülkeye ihracat yapıyoruz, bu ülkeler arasında Amerika, Almanya, Fransa, İngiltere, Birleşik
Arap Emirlikleri, Rusya ve İsrail de var. Mobil teknoloji, finansal teknoloji, dijital bankacılık, sağlık yazılımları, MRP – ERP yazılımları, machine to machine dediğimiz gömülü yazılımlar ve savunma sanayi başta olmak üzere yaklaşık 43 dalda yazılım ihracatı yaptığımızı söyleyebilirim. Kredi kartı alışverişlerinin şifreyle yapıldığı sistemleri Türk yazılımcılar geliştirdi, bugün Amerika ve dünyanın pek çok yerinde hala kredi kartı alışverişlerinde imza kullanılıyor. Şifreli sistemin ihracatını tüm dünyaya yapıyoruz.

Dünya yazılım pazarına baktığınızda 3 trilyon dolar olduğunu görüyoruz. Bizim yazılım pazarımız ise 7 milyar dolar civarında. İstihdam rakamlarına baktığımız zaman ise 300 – 320 bin kişinin sektörümüzde çalıştığını söyleyebiliriz.

İstanbul Kalkınma Ajansı ile birlikte “Gemim” projesini hayata geçirdik. Proje kapsamında fikri olan ama bu fikri ürünleştirememiş gençlerimizi dinledik, uygun projeleri alarak ürüne dönüştürülme süreçlerinde
gençlerimize mentörlük yaptık. Bu ürünleri de içerideki yatırımcılarla buluşturduk, bir kısmını da Silikon
Vadisi’ne taşıdık. Dolayısıyla “Gemim” çok önemli bir start-up ekosistemi oluşturan bir merkez haline gelmeye başladı.

Yazılım

Şu anda Türkiye’de bizim sektörümüzde 1.670 tane meslek lisesi ve bilişim bölümü var, buradan mezun olan genç sayısı 42.000 civarında. Bu gençlerimizin tamamı bilişim eğitimi almış, bizimse yılda ortalama 70.000 personel ihtiyacımız var. Fakat biz o çocukları işe alamıyoruz. Çünkü o çocukların hepsi 15 yıl öncesinin teknolojileriyle eğitiliyorlar yani sektörün aradığı düzeyde eğitim verilmiyor. Biz bu noktada da Milli Eğitim Bakanlığı ile çok önemli çalışmalar yaptık. İŞKUR ve KOSGEB’in de destekleriyle bir yazılım stratejisi oluşturduk, yeni bir eğitim müfredatı toparladık. Bu müfredat pilot bölgelerde okutulmaya başlandı. Buradan çıkan gençleri işe alacak olan şirketler için de çalışan sigortasını İŞKUR karşılayacak. Böylece gençlerimizin daha kolay iş bulmasını ve şirketlerin de işe aldığı gençlerden bir an evvel verim alabilmesini sağlayacağız.

Sanayi 4.0 dediğimiz şeyin ana yakıtı yazılım. Yazılım olmadan bugünden sonra yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Önümüzdeki dönemde gündemi daha fazla meşgul edecek olan akıllı araçların %60’ı da yazılımdan oluşuyor. Artık dünya böyle bir yere gidiyor dolayısıyla bugünden sonra yazılım en kıymetli
alan, yazılım sektörü de en kıymetli sektör olacak. Bu alana yatırım yapan veya bugünden buraya yatırım yapmayı düşünen yatırımcılar da şimdiden kazanmaya başlayacak. Türkiye artık orta gelir tuzağından değil de orta teknoloji tuzağından çıkmak zorunda. Çünkü orta teknoloji tuzağından
çıkmamız orta gelir tuzağından da kurtulmamız anlamına geliyor. Bunun en temel nedeni yazılımda katma değeri yüksek ürünler ortaya çıkarma şansımınızın yüksek oluşu.

Yazılım

Endüstri 4.0 dediğimiz şey Almanların, Amerikalılardan geri kalmamak için yarattıkları bir kavram. Amerikalılar bildiğiniz üzere bir dijital dönüşüm başlattılar ve dijitalde çok önemli bir hızla ilerleme kat ettiler. Bunun karşılığında Almanlar ne yapacaklarını düşünürken Endüstri 4.0 adını verdikleri kavramı geliştirdiler. Dolayısıyla Endüstri 4.0 aslında Avrupa Birliği ve Almanya kökenli bir kavram. Bizim Endüstri 4.0 veya başka bir şeye takılı kalmadan, küresel rekabette şirketlerimizin nasıl ayakta kalabileceğine bakmamız lazım. Şirketlerimizin öncelikle iş süreçlerini acil olarak dijitalleştirmeye başlaması lazım. Dijitalleşemeyen şirketleri çok hazin bir son bekliyor. Biz YASAD olarak dijitalleşmeye çalışan bütün şirketlere rehberlik etmeye hazırız, yeterli üreticilerimiz durumun öneminin farkında ve yeniliğe açık olsunlar. Gelecek, yıkıcı teknolojilerle geliyor ve bu yıkıcı teknolojilerin ana motoru yazılım. KOBİ’lerimizin bir an evvel kendilerini yazılım teknolojileriyle donatmaları, işlerini dijitale dönüştürmeleri lazım.