Rumeli Kavağı’nın esintileriyle futbolun nabzını tutmuş, “Asker” lakabıyla sarı siyahlı taraftarın gönlünde taht kurmuş bir isim: Mehmet Sülün. Dönemin zorlu futbol şartlarına rağmen İstanbulspor camiasına gönül vermiş, bu aşkını yıllar sonrasında bile sürdüren Sülün ile unutulmaz anılarına, futbol kariyerine ve daha fazlasına dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Mehmet Bey, sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Rumeli Kavağı, benim doğup büyüdüğüm, anılarımın olduğu bir yer. 4 kardeşli bir aileydik ve ben ailenin üçüncü çocuğu olarak bu güzel mahallede büyüdüm.
Futbolla nasıl tanıştınız?
Çocukluk dönemlerimde, mahalledeki arkadaşlarımızla futbol oynamaya başladım. Sarıyer genç takımında kısa bir süre geçirdikten sonra Büyükdere Amatör’e katıldım. Askerlik yaptığım Balıkesir’de Karagücü Spor Kulubü’nde profesyonel anlamda futbol hayatım başlamış oldu. İstanbulspor’la tanışmam ise eski mahalle arkadaşım Cemil Turan sayesinde gerçekleşti. O dönemde kimse beni tanımıyordu. Ancak bir hazırlık maçında Beşiktaş’a karşı gösterdiğim performans, profesyonel futbol kariyerimin kapılarını araladı.
Futbol kariyerinizde unutamadığınız anlar neler?
En unutamadığım maç, Feriköy ve İstanbulspor arasındaki yükselme maçıdır. O maçın ardından yaşanan olayları hiç unutamam. Ayrıca, milli takımda oynamamış olsam da beş farklı ligde oynamış olmak gurur verici.
Döneminizdeki ve günümüz futbolunu kıyaslar mısınız?
Dönemimiz futbolu oldukça zordu. Kıyafet ve ekipman eksikliği, farklı zeminlerde oynanan maçlar gibi zorluklarla karşılaşıyorduk. Eyüp Stadı’nın toprak zemininde 2 gün antrenman yapıp Samsun’un çim sahasında maç yapardık. Dinyakos İbrahim, ayağının ölçüsünü kağıtla alır sonrasında da ölçüye göre ayakkabısını yaptırırdı.
Dönemimiz futbolu oldukça zordu. Kıyafet ve ekipman eksikliği,
farklı zeminlerde oynanan maçlar gibi zorluklarla karşılaşıyorduk.
Futbol ile ilginiz devam ediyor mu?
Özel sektörde yapmış olduğum işler dışında pandemiden bu yana Rumeli Kavağı’nda kadın futbol takımını oluşturdum. 13 ve 15 alt kategorilerde katılmayı hedefliyoruz.
İstanbulspor camiası hakkında ne düşünüyorsunuz?
İstanbulspor, sadece bir takım değil, bir ailedir. Özellikle 1969 yılındaki başarılı dönemi, bu sevgiyi daha da kuvvetlendirdi. Rumeli Kavağı’ndaki İstanbulspor sevgisi çok derindir.
“Asker” lakabınızın hikayesi nedir?
Lakabım, adımın Mehmet olmasından kaynaklanıyor. Çocukluk yıllarımda babam bana “Asker Mehmet” veya “Mehmetçik” diye hitap ederdi. Rumeli Kavağı’nda herkesin bir lakabı vardı, benimki de “Asker Mehmet” oldu ve bu lakap futbol camiasında
da devam etti.