in ,

Mavi ve Yeşilin Buluştuğu Ülke: Yunanistan

Ege’nin karşı kıyısındaki bu güzel ülke, Atina, Pire, Selanik, Kavala, Yanya gibi zengin bir kültürel miras barındıran şehirlerinin yanı sıra birbirinden çekici adalarıyla da bir cazibe merkezi. Hareketli gece yaşamı, leziz Yunan mutfağı yelpazesi ve eğlenmeyi seven insanlarıyla Yunanistan, tadına doyulmaz tatiller vadediyor.

Denize ulaşmak için Atina’nın güneyinde bulunan ve bu şehirle adeta bütünleşmiş olan Pire’ye gitmek yeterli. Pire, deniz yolu taşımacılığında dünya çapında söz sahibi olan Yunanistan’ın ana ticaret limanı. Çok yoğun yolcu, nakliye, konteyner gemi trafiğine karşın Pire Limanı’nın biraz güneyine inildiğinde, özellikle Paşa Limanı’na yakın kıyı kesimlerindeki plajlar yoğun ilgi görüyor.

SELANİK, KAVALA, İSKEÇE VE DAHA FAZLASI

Yunanistan anakarasının Atina’dan sonraki önemli ziyaret noktalarından biri, ülkenin kuzeyindeki Selanik. Türkler için Atatürk’ün doğup büyüdüğü yer olması dolayısıyla ayrı bir önem taşıyan şehir, Türkiye ile Yunanistan arasındaki benzerliklerin ve “komşuluk” ilişkisinin somut izlerini yansıtıyor. Ülkenin ikinci büyük şehri Selanik, Türk-Yunan mübadelesinin izlerini taşıyan tarihi eserler ve tatlılar başta olmak üzere yemeklerine yansıyan gastronomik bir zenginlik sunuyor. İzmir’deki Kordon’u andıran Paralia, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış olan Beyaz Kule, Galerius Anıtı, Çağdaş Sanatlar Müzesi ve Arkeoloji Müzesi Selanik’in en belirgin turistik merkezleri.

Selanik’in doğusundaki Kavala, İskeçe (Ksanti), Gümülcine (Komotini) ve Dedeağaç (Aleksandrupoli), bugün Türkiye’deki nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan Balkan muhacirlerinin anılarını taşıyan küçük şehirler. Bu şehirlerde Türkçe konuşabilen nüfusun yoğunluğu dikkat çekiyor, çünkü yerel halkın önemli bir bölümünün ebeveynleri mübadele sırasında Anadolu’dan göç edenlerden oluşuyor. Kurabiyesi ve diğer lezzetleriyle öne çıkan Kavala’da özellikle Kavala Kalesi’nden tüm kenti ve Ege Denizi’nin güzelliğini adeta kuş bakışı seyretmek mümkün. Kavala gibi tütün ticaretiyle gelişmiş bir şehir olan İskeçe’de ise Osmanlı’dan izler taşıyan Ahiriyan Mahallesi ile Eski Şehir bölgesi görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Gümülcine ise Balkanlardaki tipik Osmanlı mirası kimliğini taşıyor. Yürüyerek gezilebilecek boyutlardaki şehirde pek çok cami bu niteliğin altını çizerken Bizans Kalesi kalıntıları ve müzeler diğer görülebilecek yerler.

Batı uygarlığının ilham kaynağı Yunanistan, tarihsel ve doğal güzellikleri ile dünyanın en çok ilgi çeken turistik merkezleri arasında yer alıyor. Pandeminin görece hafiflediği 2021 yılında ülkeye yaklaşık 15 milyon turist geldi. Başkent Atina, Akropolis, Parthenon Tapınağı, Hephaistos Tapınağı, Olimpos Zeus Tapınağı, Anayasa Meydanı, Ulusal Arkeoloji Müzesi, Bizans Müzesi, Antik
Agora Müzesi, Benaki Müzesi gibi ziyaret noktalarıyla bu büyük ilgiden en büyük payı alıyor. Şehir deniz kıyısında bulunmuyor, bu nedenle daha çok kültürel amaçlı şehir turları ve gastronomik deneyimler için tercih ediliyor.

GÜMÜŞ İŞÇİLİĞİNİN YEŞİL BAŞKENTİ: YANYA

Ülkenin karasal sınırları içerisinde, kuzeybatıda yer alan Yanya (Ioannina), tüm şehri kaplayan çınar ağaçlarıyla adeta yemyeşil bir şehir. Pamvotida Gölü’nün çevresine kurulmuş olan kentin her köşesindeki Osmanlı eserleri dikkat çekiyor. Şehir merkezindeki Yanya Kalesi her ne kadar Bizans İmparatorluğu döneminde yaptırılmış olsa da kale içinde yer alan evler, camiler ve sokaklar geleneksel Türk şehirlerini andırıyor. Tarihsel mirasın bir parçası gümüş işçiliği yerel bir zanaat olarak hâlâ yaşatılıyor. Kale içindeki Silversmithing Müzesi’ndeki
eserler bu mirası sergilerken kale çevresindeki dükkânlarda satılan telkâri küpeler, yüzükler, kolyeler hayran bırakıyor. Dodoni Antik Kenti ve Parama Mağarası görülmesinden zevk alınacak diğer noktalar.

EGE ADALARINDAN HAYAT FIŞKIRIYOR

Ege Denizi’ndeki üç bin civarında Yunan ada ve adacığından meskûn olanların her biri kendine has özellikleriyle ilgi çekiyor ama dinginlik, akvaryumu andıran küçük koylar, temiz ve halkın kullanımına açık upuzun kumsallar, kaliteli deniz ürünleri ve uzo standart! Bu standartlara ek olarak neşeli ve zengin bir gece hayatı isteyenler Midilli, Sakız, Samos, Rodos Santorini, Mikonos adalarını tercih ediyor. Sessiz ve sakin bir tatil arzu edenler ise diğer adalardan herhangi birini gönül rahatlığıyla tercih edebiliyor.

Yunanistan’ın Girit’ten sonraki en büyük ikinci adası olan Midilli, ülkemize oldukça yakın bir konumda bulunuyor. Adanın başkenti sayılan Mytilini’de Midilli Kalesi, Ermaou Caddesi ve Sappho Meydanı görülmeye değer. Bu şehir aynı zamanda canlı gece hayatıyla da dikkat çekiyor. Midilli Arkeoloji Müzesi, antikacıları, ikinci el dükkanları, restoranlarıyla.

Eski Çarşı, Midilli Antik Tiyatrosu, sokakları, antik kalesi, Osmanlı eseri Sigri Kalesi, plajı ve Yunan tavernaları ile Molivos kasabası, adanın kuzeyindeki cazibe merkezi. Molivos’un tam tersi özelliklere sahip Plomari ise güneydeki cazibe merkezi. Plomari, dev bir çınar altındaki kahvesi, dar sokakların iki yanında sıralanan geleneksel evleri, küçük arastası ve tepe ve yamaçlara kurulu, yerleşik zamandan kopmuş gibi görünen köyleriyle adeta adanın yerel başkenti

Mavi ve Yeşilin Buluştuğu Ülke: Yunanistan
Ege Denizi’ndeki adaların her biri kendine has özellikleriyle ilgi çekiyor.

SAKIZ, SİSAM, RODOS

Bir zamanlar Çeşme Yarımadası’nda da bolca bulunan sakız ağaçlarıyla kaplı Sakız (Chios), ülkemize bu kadar yakın olmasına karşın ada halkının turistlere daha soğuk yaklaştığı enteresan bir ada. Ancak belki de bu yüzden sessiz, sakin kumsalları ve enfes deniziyle özgür bir tatil vadediyor. Sisam (Samos) ise Kuşadası’nın hemen karşısında ve Sakızlıların tam tersine yerel halkının turistleri geniş gülümsemelerle karşıladığı, lezzetli deniz ürünleri, Akdeniz mutfağının nadide yemekleri, başta Retsina olmak üzere özgün Yunan şaraplarına sahip şahane bir ada. Adanın merkez şehri Vathi, kuzeyindeki Karlovasi ile güneyindeki Pythagorion -ki Pisagor’un doğum yeridir- zengin bir gece hayatı sunan merkezler. Adanın çevresindeki herhangi bir noktada özgürce güneşlenmek ve denize girmek mümkün. Özellikle Ambelos ve Manolates köyleri adanın yerel kültürüne tanık olunabilecek şirin yerleşimler olarak öne çıkıyor.

Rodos, Yunan adaları arasında karasal şehirlerin tüm olanaklarını sergileyen az sayıdaki ada arasında bulunuyor. Ünlü Rodos Şövalyeleri’ne isim babalığı ve yurtluk yapan ada, gece hayatı ve tavernalarıyla, bizim Kapalıçarşı’nın üstü açık versiyonu kale içi çarşısıyla, adanın her köşesinde bulunan ve en az üç Ege Denizi’ndeki adaların her biri kendine has özellikleriyle ilgi çekiyor ve en az üç gün ayırmayı gerektirecek cazibe merkezi bolluğuyla öne çıkıyor. Adanın merkezi olan Rodos Kasabası Mandraki Limanı, Şövalyeler Sokağı, Rodos Kalesi, Hipokrat Meydanı, Eski Şehir ve Rodos Arkeoloji Müzesi ile öne çıkarken Kalithea Kaplıcaları, Anthony Quinn Koyu, Tsambika Manastırı ve plajı adanın diğer ilgi çekici köşeleri.

Türkiye’nin batı ve güney kıyılarını keşfetmeyi nasıl tek bir tatile sığdırmak mümkün değilse Yunanistan anakarası ve adalarını da tek bir tatilde keşfetmek olanaksız. Neredeyse her bir ada için üç günlük, anakara için ise otomobille dolaşmak üzere en az on günlük bir tatil planlamakta yarar var. Temmuz ve ağustos aylarının anakarada ve Ege’nin güneyindeki Yunan adalarında aşırı sıcak geçtiğini belirtelim. Haziran ve eylül aylarında daha ılıman iklim koşullarıyla bu tatil cennetinin tadını çıkarmak mümkün.

Özdisan, Perakendede Büyüyor

componentbyozdisan

Human-Machine Interface (HMI)