LED endüstrisinin son zamanlardaki en popüler konularından biri “Bitki Yetiştiriciliği Aydınlatması” (Horticultural Lighting). LED tabanlı SSL ürünleri, bina ve sera içlerinde bitki yetiştirme uygulamalarında devrim niteliğinde faydalar sunma potansiyeline sahip olsa da, farklı bitki türlerinin farklı ışık ihtiyaçları ya da aynı bitkinin büyüme döngüsü sırasında ışık ihtiyaçların değişimi hakkında şüphesiz daha öğrenilecek çok şey var. Aydınlatma üreticileri bu alanda yatırım yapmak istediği ve ellerinde tutmak istedikleri fikri mülkiyetleri olduğu için uygulama konusunda pek fazla kamuya açık bilgi de bulunmuyor maalesef. Bu konudaki eksikliği bir nebze de olsa giderebilmek için yapılan araştırmalar, uygulama gereksinimleri ve kullanılan terimlerle ilgili derlediğimiz bilgileri önümüzdeki birkaç sayı içerisinde sizlere aktarmaya çalışacağız.
Bitkilerin ışığa olan ihtiyacı, insanlardan farklıdır. Dahası, bitkilerin insanlardan farklı ve türden türe geniş bir yelpazede değişen sirkadyen döngüleri vardır. Dolayısıyla verim veya CRI gibi insan odaklı ölçümlerin, bir LED armatürün sebze veya çiçek yetiştiricileri için iyi sonuçlar doğurup doğurmayacağına dair herhangi bir anlamı olmayabilir. Bu nedenle dünya genelinde pek çok araştırmacı bitkiler için ideal ışık reçetesinin veya büyüme ortamının ne olduğunu bulmak için çalışmalar yürütüyor. Tabii bu araştırmaların çoğu henüz çok temel ve erken aşamalarda olduğu için belirli dalga boylarında çok faydalı sonuçlar alınmak üzere olduğunu söylemek şu an için oldukça zor. Yine de pek çok LED üreticisinin bu alanda yeni ürünlerini piyasaya sürmeye başlaması, çalışmaların katlanarak artacağını ve daha fazla bilginin ulaşılabilir olacağını gösteriyor.
Geçmişte, çoğunlukla yüksek basınçlı sodyum (HPS) lambalarla yapılan yapay aydınlatma, seralarda domates sezonlarını uzatmak için uzun yıllardır kullanılıyordu. Bu ürünlere karşılık LED’li armatürlerin en büyük avantajlarından biri, düşük ısı üretimi nedeniyle bitkilerin arasında veya daha yakın mesafelerde yatay veya dikey olarak kullanılabilmeleri. Bu vasıtayla, bitki büyüdükçe yukarıdan ışık alamamaya başlayan alt yapraklara da ışığın iletilmesi sağlanabiliyor. Enerji tasarrufu, spektrumunun kontrol edilebilirliği, bakıma az veya hiç ihtiyaç duymaması ve aynı armatürün aydınlatma olarak da kullanılabilmesi gibi diğer avantajlarıyla birlikte LED’li armatürler sodyum ve metal halinde lambaların yerini hızla almaya başladı.
“LED’li armatürlerin en büyük avantajlarından biri, düşük ısı üretimi nedeniyle bitkilerin arasında veya daha yakın mesafelerde yatay veya dikey olarak kullanılabilmeleri.”
Ancak yetiştiriciler halen doğru ürünü seçebilmek için, bir armatürün en iyi bitki verimini sağlayacak şekilde yoğunluk ve spektral güç dağılımı (SPD) karışımınını sunup sunmadığını ayırt edebilecek ölçütlere ihtiyaç duyuyorlar. Yetiştiricilerin, bu seçim ile ilgili aydınlatma üreticilerine yönelttiği soruları cevaplamak ise şu an için oldukça zor. Örneğin, bundan 6 – 7 yıl öncesindeki bitki yetiştiriciliği LED aydınlatma çalışmalarına bakıldığında, klorofilin fotosentezin anahtarı olmasından yola çıkılarak spectral güce bağlı klorofil emiliminin merkeze alındığını görüyoruz. Laboratuvar araştırmaları, mavi ve kırmızı spektrumdaki enerji zirvelerinin emilim zirvelerine uyduğunu, yeşilin ise emilime etkisinin bulunmadığını ortaya koymuştu. Bu vaktinden evvel duyurulan araştırma, piyasanın tek renkli kırmızı ve mavi LED’lerin kullanımıyla elde edilen pembe veya morumsu ışık veren armatürlerle dolmasına neden oldu.
Şu andaki düşünceye göreyse, mavi ve kırmızı spektrum en yüksek enerjiyi sağlamakla beraber, güneş ışığı gibi geniş bir spektrum sunabilen aydınlatma armatürleri daha iyi sonuçlara ulaşılmasını sağlıyor. O nedenle günümüz armatürlerinde deep – blue, deep – red ve far – red LED’lerle birlikte geniş spektrumlu beyaz LED’ler hatta bazı uygulamalarda UV LED’ler birlikte kullanılıyor. Sonuç olarak güncel armatürlerde kırmızı, mavi ve geniş spektrumlu beyaz LED’lerin birlikte kullanılması standart haline gelmiş gibi görünüyor. Beyaz LED’lerin, mahsulü inceleme veya hasat zamanlarında aydınlatma olarak kullanılabilmesi de artı bir fayda olarak karşımıza çıkıyor. Yapılmakta olan araştırmalardan, hangi bitki için hangi evrede hangi spektrum ve yoğunluğun gerekli olduğu konusunda kullanılabilir sonuçlar elde edilmeye başlandığında o bitki türüne özel armatürler sayesinde daha yüksek verimde, daha kaliteli veya lezzetli mahsül alınması imkanına da ulaşmış olacağız.