spot_img

LED Gerçekleri

Ampulün icadından bu yana aydınlatma sektöründeki en büyük gelişme olarak kabul edilen LED’ler, her geçen gün daha geniş kullanım alanına kavuşuyor. Başlarda çoğunlukla dekoratif amaçlı kullanılan LED’ler, sağladığı tasarruf imkanı, uzun süre kullanılabilmesi ve çevre dostu oluşuyla yaşamın her alanında kendine yer buluyor. Aydınlatmanın geleceği olarak görülen LED’ler, sahip olduğu popülerliğe rağmen pek çok kişinin aklında hala soru işaretleri oluşturuyor. Akıllardaki soru işaretlerinin pek çoğu da yanlış bilgiden kaynaklanıyor.

LED lambaların parlaklığı, sahip olduğu watt’a göre değişir.

Watt değerine bakarak lambanın parlaklığına karar vermek eski tip ampullerden gelen bir alışkanlıktır. Oysaki bir lambanın parlaklığı lumen cinsinden ölçülürken, watt değeri sadece ne kadar güç tükettiğini gösterir. Mesela 40 watt’lık bir şeffaf ampul 10 watt’lık bir şeffaf ampule göre daha parlaktır ancak, 9 watt’lık LED lambadan daha az parlaklığa sahiptir. Ya da 8 Watt’lık bir LED Lamba, 10W’lık bir LED lambadan daha parlak olabilir.

LED’ler datasheetlerindeki maksimum akım değeri ile sürülürse bozulurlar, o yüzden yarı gücünde kullanmak gerekir.

LED’lerin datasheetlerinde belirtilen maksimum değerler, üreticinin ürünün kullanılmasında sakınca görmediği en üst değeri gösterir. Aslında üretici bu değeri datasheete yazarak, ürünün belirtilen şartlarda kullanıldığında bile sorun çıkarmayacağını garanti etmiş olur. O nedenle, hiçbir düzgün
LED üreticisi datasheetinde 1500mA maksimum sürüş akım yazan ürününün, bu akım değerinde sürüldü diye bozulduğunu ve garanti dışı kaldığını iddia edemez. Buradaki ince nokta ki bu her akım değeri için de geçerlidir, LED’in çip iç sıcaklığının izin verilen değerler içerisinde kaldığından emin
olunması gerektiğidir. Yani, armatür kasasının soğutma performansı yeterli olduğu müddetçe LED’ler maksimum akımda sürüldü diye bozulmazlar.

LED’li armatürler çok pahalıdır.

Sadece ilk alım maliyetine bakıldığında LED’li ürünler diğerlerine göre daha pahalı olabilirler. Ancak gerçek maliyeti hesaplarken, ürünün ömrü boyunca oluşacak tüm maliyetleri göz önünde bulundurmak gerekir. Çok daha düşük elektrik tüketimi, uzun ömür ve göz ardı edilebilecek kadar az bakım ihtiyacı düşünüldüğünde LED’li armatürler toplam maliyet anlamında çok daha avantajlıdır.

Aydınlatma, elektrik faturasının küçük bir kısmını oluşturuyor, o yüzden LED’le değiştirmeye gerek yok.

Ortalama bir evin elektrik faturasının %15’i aydınlatma giderinden oluşmaktadır. 2001’de bu oranın %8,8 olduğu düşünülürse bu aslında büyük bir sıçramadır. Evde kullandığımız elektrikli aletler zamanla daha az enerji tüketir hale geldiklerinden, klasik aydınlatma sistemleriyle devam edilmesi durumunda, 2025 yılında elektrik faturalarının %45’inin aydınlatma harcamalarından kaynaklanacağı öngörülmüştür. Bu nedenle de tüm dünyada LED aydınlatma teşvik edilmektedir.