10.8 C
İstanbul
29 Mart Cuma

Buy now

Know How’ımızı Çok Üst Noktalara Taşıdık

Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veren Güçlü İndüksiyon, günümüzde indüksiyonun hemen hemen bütün tiplerini projelendirip üretebilir hale geldi. Ürün ve hizmet kalitesini sürekli geliştirerek müşteri talep ve beklentilerini en üst seviyede karşılayan firmanın bugüne kadar 700’e yakın makine üretimi oldu. Güçlü İndüksiyon Kurucusu Yusuf Nişancı ile firmayı ve Ar-Ge çalışmalarını konuştuk.

2 Nisan 1952 Amasya, Gümüşhacıköy, Maden Köyü doğumluyum. Elektrik elektronik mezunuyum. İşimi, kitap okumayı, doğada zaman geçirmeyi ve araç kullanmayı seviyorum.

Firmam Güçlü İndüksiyon’u 31 Temmuz 1981 tarihinde kurdum. Firmayı kurma amacım; indüksiyon
makinasını tamamıyla kendi bünyemizde bütün aksamları ile üretebilmekti. İlk başlangıçta işe indüksiyonda büyük yeri olan sargı elemanlarının bakım ve onarımını yapan bir atölye kurmak ile
başladım. Transformatör ve bobinleri kendimiz üretebilir hale geldik. Sargı elemanlarından oluşan tüm
manyetik malzemeleri ve ekipmanları onarmaktan öte yenisini tasarlayıp yapabildik ve 1984 yılından itibaren indüksiyonun alt yapısının hazırlığına başladım. Firmam bu şekilde bugüne kadar geldi. 700’e yakın makine üretimimiz oldu. Ciddi şekilde know how elde ettik. İndüksiyonun hemen hemen bütün tiplerini projelendirip üretebilir hale geldik. Bu süreç içerisinde çok ciddi şekilde akademik destek aldığımı söylemeliyim. Arkadaşlarıma duydukları güvenden ve desteklerinden dolayı minnettarım. Bütün çalışanlarım çok özveriyle hizmet ettiler ve çalıştılar ve halen de devam etmekteler. Bu böyle bir gönül işidir. Bunu en iyi şekilde uyguladığımızı düşünüyorum. Daha nice iyi günlere ulaşacağımız
inancındayım.

1984 yılından başlamak kaydıyla Ar-Ge çalışmalarımız 12 Ekim 2000 yılında ilk sonucunu verdi ve ilk tristörlü seri rezonans döküm makinasını ürettik. Daha sonra profesyonel olarak 400 ila 600 kWh’lık yine tristörlü paralel indüksiyon makinalarını ürettik. Bu konuda oldukça çaba sarf ettik ve başarılar elde ettik. O makinalar halen çalışıyor. Tristörlü makinaların maliyetlerinin IGBT’li makinalar karşısında yüksek kalması sebebiyle biz de IGBT’li yapılara geçtik. Bu durumda önce seri yarım köprü makinaları üretmeye başladık. Arkasından IGBT temelli tam köprü makinalara geçtik ve daha sonra seri LC, seri paralel yapıyı ürettik, arkasından da paralel yapıyı ürettik. Seri yapıdaki makinalarımızda tam köprü olarak aşağı yukarı 40-50 kilohertz’e kadar üretimde bulunuyoruz. Silicon carbide yapı kullanarak ise 100 kHz’e kadar üretimimizi sağladık. Teknolojik gelişmeler akademisyen arkadaşlar tarafından yoğun şekilde bize aktarılıyor. Bu konuda emeklerini anmak isterim. Sağ olsunlar. Savunma sanayi ve havacılık sanayi ile alakalı oldukça çok sayıda çalışma ve makinalarımız var. Halen yurt dışı bağlantılı bir proje birlikteliği ile silicon carbide yapı kullanılmak olmak üzere yine 400 kHz 100kva’lik bir makinayı üretmeyi hedefledik. Halen üretim çalışmaları devam ediyor. Aksi bir durum gelişmezse mayıs sonunda projenin biteceği kanaatindeyim.

İndüksiyon etkisi Michael Faraday’ın bir keşfidir. Bakır gibi iyi bir iletkenden imal edilen bobine, yönünü değiştiren bir enerji uygulandığında bobinde oluşan manyetik alanın yönü bobine uygulanan alternatif akımın frekansı kadar yön değiştirecektir. Frekans 50 Hz ise saniyede 50 defa, 10 kHz ise saniyede 10 bin defa manyetik alanın yönü değişecektir. Manyetik alan içerisine sokulan iletken bir kütleye bobin üzerinden akan akımın tersi yönünde akan akım ile voltaj indüklenmesini sağlar. Bobin içindeki malzeme direncinin üzerinde ise ısı enerjisine dönüşmesine sebep olur. Etki, alan akımı ile doğru orantılıdır. Bir bobine sokulmuş olan iletkenliği az madde daha kolay ısıtılabilecektir ama uygulama yöntemleriyle oynanarak yani değiştirerek iyi iletkenler de indüksiyon ile ısıtmaları mümkün hale gelmiştir. Frekans etkisi ısı ve derinliği değişimini verir. Penetrasyon diyelim biz buna. Dalma derinliği yani. Frekans düşüldüğünde penetrasyon (dalma derinliği) artar, yükseltildiğinde ise dalma derinliği azalır, etkisi dışa
doğru gelir. İş parçasının elektriği kimi manyetik özelliklerine de bağlıdır. Penetrasyon etkisiyle malzeme dışında oluşan ısı malzeme içine ısıl iletim yoluyla aktarılır. İndüklenen akım ile oluşan ısının ulaşacağı derinlik malzeme özelliğine bağlı olarak ulaştığı ısıdaki malzemenin özdirenci ile uygulandığı frekans ile de doğrudan ilişkilidir.

İndüksiyon ile ısıtma en temiz olduğu iddia edilebilecek bir ısıtma yöntemidir. Isıya bağlı olarak diğer
ısıtma yöntemlerine oran ile malzeme üzerinde oluşacak tufal ve malzeme kaybı çok daha aza indirgenir. Isıtılan malzemedeki ısı homojendir. Üretimde ısı regülasyonu çok daha kolay sağlanır. Bu sayede ürün standardı elde edilmiş olur. Isı regülasyonu makinanın üzerinden akıtılan akım ile akımı denetlendiğinde çok daha kolay hale gelecektir. Bu da ürün standardının yükselmesini sağlayacaktır. Yatırım maliyeti ise diğerlerine oranla nispeten düşüktür ve uygulama için kaplayacağı alan daha azdır. Doğalgaz bekleri, rezistif ve benzeri ısıtma usullerinde ise malzemenin dış cidarından içeriye konveksiyon yani radyasyon yoluyla ısı transferi, nüfuz etmesi ile gerçekleşir. İndüksiyonda ise frekansın ve mevcut ısıdaki malzemenin öz iletkenliğinin belirleyeceği penetrasyon derinliğinde oluşan ısı doğrudan malzemenin içine ısıl iletim yoluyla aktarılır. Bu da verimli olmasının bir başka ifadesidir. İndüksiyon ile ısıtma ve eritme yönteminin avantajları nedeniyle tercihlerde en ön sıralarda
olduğunu söyleyebiliriz.

Ürünlerimizin az bir kısmı ihracata yönelik. Büyük bir üretim organizasyonum olmadığı için böyle bir teşebbüse çok ağırlık verememekteyim maalesef. Daha çok havacılık ve otomotiv sektörüne makinalar ihraç etmekteyim.

Hedef aldığımız rakiplerin dışında diğer rakiplerden oldukça fazla farklılıklarımızın olduğunu görmekteyim. Birincisi indüksiyonu oluşturan tüm meslek bölümlerinin ya da bilim bölümlerinin tamamımın Ar-Ge sonuçlarını bedellerini ödeyerek kendi yaptığımız çalışmalar sayesinde elde
ettik ve bu birikimleri de işlerimize aktardık. Bu bizim ilk başlangıçta çok hızlı üretim tarafına giremememize sebep oldu. Ancak çok da büyük avantajlar sağladı. Arzu ettiğimiz üretim şeklinin sektörü ne olursa olsun çok kısa sürede projelendirip üretebilir hale geldik. Şu anda kendimize özgü iki tane üretimimiz mevcuttur. Bir tanesinin tamamen ticari hale dönmüş olduğunu söyleyebilirim. Zaman içerisinde ikinciyi de ticari hale sokabileceğimiz kanaatindeyim. Mobil tip indüksiyon üretiminde yanlış aklımda kalmadı ise dünyada 6. ülke olduk. Bu da bizim için bir onur oldu diyebilirim. Firmamı kurarken zirvedeki indüksiyon firmasını hedef aldım. Yıllar içerisinde ortak bilimi yoğun bir şekilde çalışmalarımızda kullanarak know how’ımızı çok üst noktalara taşıdık. Onu şu anda görüyor ve biliyoruz. Bizi geride kalan rakiplerimizden ayıran birincil fark budur.

Hiçbir çalışmamızda bir başka çalışmanın (bir başka firmanın, şahsın vb.) örneklenmesi alınmadı. Mutlak suretle kendi birikimimizle elde ettiğimiz know how’ın temel olarak üzerine kurulmasıyla elde ettik. Burada diğer yapılmış olan çalışmalara verilen emeğe saygımızı gösterdik. Kendi çalışmalarımızdaki
bütün projelerimiz Güçlü İndüksiyon’a özeldir, hiçbir benzeri yoktur. 1984 yılından 2000 yılına kadar döküm ocağı sonucu alınana kadar sürmüş olan Ar-Ge çalışmalarımızın bütün bedelleri tarafımızdan ödenmiştir. Ar-Ge çalışmaları dökümde sonucunu verdikten sonra ticari hale geçebilmek için yaptığımız çalışmaların bedelleri yine tarafımızdan karşılanmıştır. Ürettiğimiz tristörlü makinaların akabinde IGBT’li makinaların birçoğu da know how’ı müşteriye satış yapılmadan kendi uhdemizde ve sermayemiz ile öncelikle üretilmiştir. İlk makinalarımızın çok azı müşteri finansmanı ile üretilmiştir. Yukarıda da arz ettiğim şekilde üretime başlamış olmak Ar-Ge’mizin bittiği anlamına hiç gelmiyor. Akademisyen arkadaşlarımız sürekli desteklerini vermekte, biz de sürekli bunu hayata nasıl geçirebileceğimizin
araştırmasını yapıyoruz. Daha iyisinin olacağı inancıyla hareket etmekteyiz. Burada Ar-Ge yatırımlarımız halen devam ediyor. Kendi ürünlerimizde iyileştirmeler ve daha iyiye nasıl götürürüz diye çalışmalarımızda hız kesmiyoruz. İşyerimizde üretilen bütün indüksiyon makinası tiplerinin kontrol kartları, transformatörleri, feedback elemanları, yüksek frekans transformatörleri ve şok bobinleri, tünel ve açık tip iş ısıtma bobinlerinin tamamı işyerimizin bünyesinde üretiliyor. Yazılım ve tasarım Ar-Ge’si de tamamen işyerimize aittir.

2004’te, 2005’te hızlı bir şekilde başlatmasına çalıştığımız üretimimiz ile bugüne kadar 700’ü aşkın makine sayısına ulaşabildik. 2022 yılında bu sayımızı 1000’e yaklaştırmayı hedefliyoruz. Dileriz başarılı olacağız.

Ek olarak 400 kHz’lik yüksek frekans silicon carbide makinamızın da ticari bir formasyona kavuşturulması için çaba sarf edeceğimizi ifade etmeliyim. Mobil indüksiyonumuzun 10 ve 20 kva gücünde olanları halen üretmekteyiz. 30 ve 40 kva gücünde olanların da proje çalışması sürüyor. 30-40 kva ilk üretiminin haziran ayında olacağını öngörmekteyiz. Bu ürünlerimize de iyi bir pazar bulacağımızı ifade etmek istiyorum. Hedefimiz kendi markamız ile piyasada kendi yerimizi bulmamız, yerimizi almamız olacaktır.