spot_img

Kars: Doğu’nun Beyaz Cenneti

Son yıllarda Doğu Ekspresi deneyimi ile popüler destinasyonlardan biri olan Kars, binlerce yıllık köklü tarihi, kültürü ve mimari yapısıyla kendini farklı kılıyor. Rus egemenliği döneminden kalan Baltık mimarisi yapılarla klasik doğu şehirlerinden ayrılan Kars, Osmanlı Dönemi camileri, hamamları, köprüleriyle de farklı bir atmosfer sunuyor. Özgün mutfağıyla adeta ziyaretçilerini lezzet şölenine davet Kars, kış turizmiyle de dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Masalsı bir tren yolculuğuyla birlikte Kars’a gitmeye hazır mısınız?

Kars: Doğu'nun Beyaz Cenneti

Son yılların en gözde tatil rotası olan Doğu Ekspresi, turistik seferleriyle Ankara’dan Kars’a doğru uzanan masalsı bir serüvenin kapılarını aralıyor. 1320 kilometrelik Doğu Ekspresi Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum’un eşsiz manzaralarından geçerek Kars’a ulaşıyor. Akşam saatlerinde başlayan tren yolculuğu yolda verilen kısa molalarla daha keyifli bir hal alıyor. 24 saat ve 30 dakika süren yolculuk, küçük istasyonları tanıtan 3-4 dakikalık molalar haricine büyük şehirlerde 10-15 dakikalık molalar veriyor. Son durak olan Kars’ta tatil yapmak isteyenleri ise özellikle kış mevsiminde karla bütünleşmiş bembeyaz bir şehir bekliyor. Sarıkamış Kayak Merkezi bu dönemde yoğun ilgiye uğrarken, şehir şehir gezilen Doğu Ekspresi ile benzersiz bir tren yolculuğunun bittiği nokta oluyor. 4 çeşit biletin bulunduğu Doğu Ekspresinde “pulman” olarak adlandırılan çift sıra düzenindeki koltuklar ilk seçeneği oluşturuyor. Yolculuğun en ucuz versiyonu bu olurken 4 kişilik yatağa dönüşebilen örtülü kuşetli kompartıman da sıkça tercih ediliyor. 2 yataklı ve adeta küçük bir oda gibi olan kompartımanla birlikte yemekli vagon olarak adlandırılan başka bir seçenek daha bulunuyor. Yol boyunca birbirinden eşsiz manzaralara şahitlik edeceğiniz Doğu Ekspresi turistik seferleriyle mutlaka keşfetmeniz gereken deneyimler arasında yer alıyor.

Türkiye’nin en önemli turizm rotalarından biri olan Sarıkamış her mevsim ayrı bir güzellik sunuyor. Özellikle yazın bitki ve çiçek çeşitliliğiyle kışın ise beyaza bürünen sarıçam ormanlarıyla son yıllarda adından sıklıkla söz ettiriyor. Sarıkamış, tarih boyunca pek çok kültüre ev sahipliği yapan bir bölge. Mimarisiyle de dikkatleri üzerine çeken Sarıkamış, yerli ve yabancı bir çok turistin kışın uğrak noktalarından biri. Sarıkamış, Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden Allahuekber Dağları Milli Parkı içinde yer alan Sarıkamış Kayak Merkezi’ne sahip. Sarıkamış ayrıca, Birinci Dünya Savaşı’nda verdiğimiz şehitlerimizden dolayı Şehitler Diyarı olarak da anılıyor. 1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Allahuekber Dağları’nda, Kars’ı Ruslardan geri almak için harekata katılan 60 bini donarak olmak üzere 78 bin askerimizi şehit verdik.

Kars: Doğu'nun Beyaz Cenneti

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük tatlı su gölü Çıldır, tektonik oluşumlu bir göldür. Kars’a 1 saat uzaklıktaki Çıldır Gölü, Doğu Anadolu turlarının vazgeçilmez noktalarından biri. Özellikle fotoğraf ve doğa tutkunlarının son yıllarda akınına uğruyor. Her mevsim binlerce kişiyi ağırlayan Çıldır Gölü, kışın seyrine doyum olmayacak manzaralar sunuyor. Kışın donan göl üzerinde yürümek, buzda balık avlamak ve kızakla tura çıkmak en sevilen aktiviteler. Müthiş manzaraların keyfini ve Eskimo usulü harika buz balıkçılığı deneyimi yaşamak istiyorsanız mutlaka Çıldır Gölü’nü ziyaret etmelisiniz.

Kars’ın sembol yapılarından biri olan Katerina Köşkü, sizleri tüm ihtişamıyla Sarıkamış bölgesinde karşılıyor. Rus Çarı 2. Nikola tarafından yaptırılan Katerina Köşkü, günümüze kadar özgün mimarisini koruyarak ulaşabilen tescilli taşınmaz eserlerden biri olarak biliniyor. 19. yüzyıl Baltık mimarisinin en güzel örneklerinin başında gelen Katerina Köşkü bir av köşkü ve ana köşk olmak üzere iki yapıdan meydana geliyor. Büyülü bir dünyadan fırlamışçasına sıra dışı bir mimariye sahip bu yapının en önemli özelliği ise, yekpare ağaçtan yapılmış olması ve çivi kullanılmadan inşa edilmesidir.

Kars’a geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Ani Antik Kenti. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu tarihi kent, destanlarda 1001 Kilise Şehri olarak da geçiyor. Yüzyıllar boyu savaşlara ve depremlere karşı ayakta durmayı başaran Ani’de yaklaşık 40 kilise, şapel ve anıt mezar bulunuyor. Hristiyanlığın dışında diğer dinler için de önemli bir bölge olan Ani’de, Türkler’in Anadolu’da yaptığı ilk
cami de yer alıyor. Ayrıca Anadolu’nun ilk Zerdüşt tapınağı Ateşgede de Ani’de konumlanıyor. 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen Ani, sadece ülkemizin değil dünyanın da en önemli kültür mirasları arasında yer alıyor.

Kars Kaleiçi Mahallesi’nde bulunan Kars Ulu Camii, Sultan İbrahim döneminde, Kars Beylerbeyi olan Dilaver Paşa tarafından 1643 yılında yaptırılmış. I. Dünya Savaşı’nın sonlarında Ermeniler tarafından yakılan cami, depremlerle birlikte büyük zarar görerek kullanılamaz hale gelmiş. 1997 yılında restore edilen Kars Ulu Camii, son görünümüne kavuşarak bugünkü halini aldı.

Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin’in emri ile 1153 yılında inşa edilen Kars Kalesi, birçok savaşa şahitlik etmekle birlikte günümüze kadar orijinalliğini koruyamamış. Kalenin üzerinde savaşların izlerine rastlamak mümkündür. Kültür Bakanlığı’nca sit alanı olarak ilan edilen kale Su, Kağızman, Behram ve uçurumun kuzey yönünde bulunan kapı olmak üzere 4 büyük kapıdan oluşuyor. Kars’a hakim bir bölgede bulunan kalede bölge kuş bakışı izlenebilir.

Kars, birçok uygarlığın geçişine tanıklık etmesi nedeniyle antik bir yerleşim merkezi özelliğine sahip. 1959 yılında kurulan Kars Müzesi, bugünkü hizmet binasına 1980 yılında taşınmıştır. Modern Kars Müzesi günümüzde arkeolojik, etnografik ve taş eserlerin sergilendiği önemli müzelerimiz arasında yer alıyor. Kars Müzesi arkeolojik eser salonlarında Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Erken Tunç çağları, Urartu, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Beylikler dönemlerine ait eserler, Etnografya salonunda ise 18-19. yüzyıla ait dokuma halı ve kilimler, gümüş kemerler, el yazması Kuran-ı Kerimler, mutfak kapları ile süs eşyaları sergileniyor. Ayrıca müze bahçesinde ise 13 ve 14. yüzyıllara ait Akkoyunlu ve Karakoyunlu Dönemi koç ve koyun mezar taşları bulunuyor.