Toplumun her katmanından üye yapısıyla bilişim kültürünü yaymaya çalışan Türkiye Bilişim Derneği, 7 şubesi, 13 il temsilciliği ve üniversitelerdeki TBD-Genç örgütlenmesiyle sektörünün gelişmesine önemli katkılar sağlamaya devam ediyor. Siber güvenlik ekosisteminin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amacıyla da önemli çalışmalara imza atan TBD, yakın zamanda Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi düzenledi. Küresel ekonomide söz sahibi ve teknoloji üreten bir ülke olabilmemiz için AR-GE kültürünün geliştirilmesinin çok önemli olduğunu ifade eden TBD İcra Kurulu Başkanı Aydın Kolat ile faaliyetleri hakkında konuştuk.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1952 doğumluyum. ODTÜ Fizik Bölümü’nde çekirdek fiziği doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra aynı bölümde öğretim üyesi olarak çalıştım. 1983 yılında sistem uzmanı olarak çalışmaya başladığım IBM şirketinde daha sonra çeşitli seviyelerde yönetici olarak 17 yıl süre ile görev aldım. 2000 yılında IBM’den emekli olduktan sonra İnterAK Genel Müdürlüğü, MNG Bilgisayar Genel Müdür Yardımcılığı ve Türkiye Bilişim Vakfı’nın Ankara Temsilciliği görevlerini üstlendim. Halen Verisis A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü ve Türkiye Bilişim Derneği İcra Kurulu Başkanlığı görevlerini sürdürüyorum. Aynı zamanda TOBB Yazılım Meclisi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AR-GE Değerlendirme ve Denetleme Komisyonu üyeliklerim de aktif olarak devam ediyor. Son dönemlerde özellikle dijital dönüşüm, yazılım sektörünün sorunları, nitelikli bilişim elemanı, uzaktan eğitim, bilişim kentleri, felaket kurtarma ve iş sürekliliği konularında deneyimlerimi paylaşmaya çalışıyorum.
Türkiye Bilişim Derneği’nin faaliyetlerinden bahseder misiniz?
Türkiye Bilişim Derneği esas olarak hizmetlerini TBD İcra Kurulu ve TBD Çalışma Grupları üzerinden gerçekleştirir. TBD İcra Kurulu 25 İcra Kurulu üyesinden oluşuyor. Projelerimizin gerçekleştirilmesinde icra kurulumuza ilaveten yaklaşık 150 uzmandan oluşan İcra Sektör Kurulu’ndan uzman desteği alınıyor. İcra Kurulu her yıl değişen sayıda ve farklı konu başlıklarında oluşturulan odak eksenler ile hizmet üretiyor. Her yıl üzerinde çalışacağımız konuları yıl başlarında TBD’de yaptığımız bir çalıştay sonunda belirliyoruz. Özellikle ülke politikalarının ve ülke stratejilerinin oluşturulmasında kullanılabilecek güncel konulardan seçiyoruz. Bu yıl belirlenen konulara göre Ulusal Veri Strateji ve Politikası Odak Ekseni,
Dijital Vatandaş Odak Ekseni, Siber Güvenlik Odak Ekseni, Ulusal Politika ve Strateji Belirleme Odak Ekseni, Dijital Ekonomi ve Finans Odak Ekseni gibi 6 odak eksen oluşturuldu. Bu yıl gerçekleştirmeyi planladığımız hizmetler öncelikli bu konu başlıklarını içerecek. TBD’nin bünyesinde oluşturulan TBD
Akademi, TBD Ulusal Standartlar Platformu ve üyesi olduğumuz CEPIS (Council of European Professional Informatics Societies) bünyesinde yürütülmekte olan diğer projelere de aktif destek veriyoruz. TBD olarak şubelerimizin bulunduğu ülkemizin birçok yerinde bu konu başlıklarına ilaveten, artık geleneksel hale gelmiş olan siber güvenlik, bilişim hukuku, Kamu ve Özel Sektör Bilişim Çalışanları (KAMU-BİB ve BİMY), Ulusal Bilişim Kurultayı, Dijital Dönüşüm Teknolojileri ve Bilişim Standartları Zirvesi, bilişim ve KOBİ’ler kongreleri, çeşitli üniversite öğrencileri ile sohbet ve bilgilendirme toplantıları, turizm teknolojileri günleri, teknokentler çalıştayları gibi ulusal ve uluslararası katılımcıların ağırlandığı etkinlikler gerçekleştiriliyoruz.
“Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi’nin üçüncüsünü
bu yıl TBD tarafından BTK ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı iş birliği ile
20 Şubat 2020 tarihinde BTK’da gerçekleştirdik.”
Türkiye’nin dijital dönüşüm ekosisteminin sürdürülebilir bir yapıda oluşması için dernek olarak neleri hedefliyorsunuz?
Günümüz koşullarında tüm dünyada gerçekleşen dijital dönüşümün ülkemizde de gerçekçi biçimde uygulanabilmesi için sosyo-kültürel yapının geliştirilmesi, AR-GE kültürünün yaygınlaştırılması, yerli ve milli ürün geliştirmenin teşvik edilmesi ve eğitim altyapısının tümüyle yeniden ele alınmasının gerektiğine inanıyoruz. Bunun için devlet, kamu, özel sektör, üniversite ve STK’ların birlikte çalışarak çözümler oluşturması gerektiğini düşünüyoruz. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplum İlişkileri Genel Müdürlüğü ile “STK’larda Dijital Dönüşüm” projesi yapılmaya başlandı. Benzer dönüşümlerin tüm ülkeye yaygınlaştırılması ve tüm paydaşlar arasında bir ekosistem oluşturulabilmesi için TBD olarak ilgili
kurum ve kuruluşlarla iş birliği halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Türkiye’deki dijital dönüşüm gelişmesi için neler yapılmalı? Hangi kurum ve kuruluşlara ne tür görevler düşüyor?
Dijital dönüşümün bir toplumun tüm altyapısı ile birlikte topyekün bir hareket olarak gerçekleşmesi
gerekiyor. Bu doğal olarak uzun soluklu bir süreç. Her şeyden önce ülkenin dijital dönüşüm politikası ve stratejisinin belirlenmesi bununla birlikte uygulamaya alınması gerekiyor. Konu ile ilgili ve deneyimli STK’ların tüm bu süreçlerde etkin görev alması gerektiğini düşünüyoruz ve TBD olarak bu kurumlarla iş birliği içinde ülke stratejilerinin daha geniş tabana yayılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Siber güvenlik konusuna da değinmek isteriz. Dijital dünyadaki tehditlere karşı bazı durumlarda anlık önlemler dahi almak gerekiyor. Bu konuyla ilgili görüşleri paylaşabilir misiniz?
TBD olarak “Siber Güvenlik Ekosistemi”nin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amacıyla nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi, standartlara uyum sağlanması, teşvik mekanizmalarının ihtiyaçlara göre güncellenmesini düşünüyoruz. Ayrıca ticarileştirmeye yönelik olarak siyasi iradenin ve yasal çerçevenin
bir an önce oluşturulması ve yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Diğer taraftan sürdürülebilir siber güvenlik ekosisteminin geliştirilmesi, ulusal seviyede siber güvenlik kapasitesinin artırılmasına ve toplumun tüm katmanlarında farkındalık yaratılmasına olanak sağlayacaktır. Bu amaçla; Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi’nin üçüncüsünü bu yıl TBD tarafından BTK ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı iş birliği ile 20 Şubat 2020 tarihinde BTK’da gerçekleştirdik.
Bu yıl 3’üncüsünü düzenlediğiniz Siber Güvenlik Zirvesi’nden bahseder misiniz?
3. Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi’nde; Kamuda Siber Güvenlik Stratejileri, Dijital Dönüşümde Siber Güvenlik: Yapay Zeka ve Kayıt Zinciri ve Küreselleşmede Veri Güvenliği konusunda uzman kişilerin katılımı ile ortak akıl oluşturmayı amaçladık. Ayrıca sosyal sorumluluk projesi kapsamında 150 orta okul öğrencisine “Geleceği Şekillendiren Yapay Zeka” ve “Siber Zorbalık” eğitimleri verdik.
Ülkemizdeki teknokentlerden çok sayıda başarılı start-up doğdu. Birçoğunun da girişimci adaylarına ilham veren hikayeleri var. Bu tür oluşumlara destekleriniz oluyor mu?
TBD olarak küresel ekonomide söz sahibi ve teknoloji üreten bir ülke olabilmemiz için AR-GE kültürünün
geliştirilmesinin çok önemli olduğunu savunuyoruz. AR-GE ve yenilikçilik çalışmalarının yoğun olarak yapılabildiği teknokentlerde, başarılı start-up’ların doğması için gerekli alt yapılar da sağlanıyor. Burada
önemli olan, her güzel fikrin kısa sürede gerekli yatırım ve deneyim olmadan, şirketleşme çabalarının her zaman başarılı olamama ihtimali de düşünülmesidir. Orijinal, yenilikçi ve rekabetçi fikirlerin ortaya çıkması, bunlardan start-up’ların doğması, gerek tek başına gerekse de yatırımcılarla birlikte küresel ekonomi içine girebilmesi için çeşitli teknokentler ve üniversitelerle çalışmalar sürdürüyoruz.
Ulusal yazılımın üretimi, geliştirilmesi ve yazılımın uluslararası standartlara yükseltilmesi adına ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
“TBD Yerli Milli Yazılım Çalışma Grubu” tarafından yürütülen yerli ve milli yazılım geliştirilmesi konusundaki çalışmalar, savunma sanayi başta olmak üzere tüm sektörler için dışa bağımlılığı azaltmak,
küresel rekabet içinde var olabilmek ve ülke güvenliği açılarından büyük önem arz ediyor. Bu amaçla yerli milli teknoloji geliştirilmesi konusunda, geçtiğimiz yıllarda bir dizi çalıştay ve konferans düzenledik ve sonuçları bir kitapçıkta toplayarak ilgili kurumlarla paylaştık. Bu yıl, teknolojideki güncel gelişmeler ışığında, bu kitabın yeni sürümünü de hazırlanıyoruz. TBD’de oluşturulan TBD Bilişim Standartlar Platformu bünyesinde gerçekleştirilen çeşitli çalıştaylarda, uluslararası standartlara da değerlendirilerek, ilgili STK, kurum ve kuruluşlarımızın katılımlarıyla çalışmalar yürütüyoruz. Yazılım sektörümüzün “Yazılım Geliştirme Standartları” ile bilgi birikimi ve yetkinliğinin üst düzeyde olduğu kanısındayız. Bununla birlikte gelişmekte olan teknolojilerden “Bulut Bilişim”, “Veri Yönetimi”, “Nesnelerin İnterneti”, “Siber güvenlik” ve “Yapay Zeka” gibi konularda yayınlanmış olan standartlarla ilgili sektörümüzün bilinçlendirilmesine ve ulusal standartlarımızın geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenledir ki, yukarıda sıraladığımız odak alanlarda çalışmalarımızı yoğunlaştırmış durumdayız.
AR-GE merkezleri ve üniversitelerle olan iş birlikleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’nin teknolojik ürün üreten bir ülke olabilmesi için sanayinin AR-GE kültürünü içselleştirmiş olmasını, üniversiteler ve AR-GE merkezleri ile iş birliği içinde çalışıyor olmasını önemsiyoruz. Bu amaçla teknokentlerimizin nasıl daha verimli ve üretken çalışacağını, ülke ekonomisine nasıl daha fazla katkı sağlayabileceğini tartışmak üzere TGBD (Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği) ile beraber çalıştaylar düzenliyor ve sonuçlarını ilgili makamlarla paylaşıyoruz. Mart 2020 içinde bu çalıştayların bir yenisini geniş katılımlı olarak planladık. Diğer taraftan ülkemizdeki beyin göçünün önlenmesi, ulusal bilim stratejisinin ve bilim insanı yetiştirme stratejisinin oluşturulabilmesi için TBD İcra Kurulu ve TBD Akademi koordinasyonunda, ilgili makamlarla beraber çalışmalar yürütüyoruz. Bunun yanı sıra üniversite öğrencilerinin bilişim sektörüne yönelik olarak bilgilendirilmesi ve teknolojik gelişmelerin birlikte tartışılması amacıyla çeşitli üniversitelerde birer günlük söyleşiler koordine ediyoruz.
Koronavirüs, bilişim sektörünü nasıl etkiledi? Öngörülerinizi paylaşabilir misiniz?
Dünyayı bir anda etkisi altına alan koronavirüs pandemisi nedeniyle birden bire tüm insanlık kendisini “yepyeni bir dünyada yaşıyormuş” durumunda buldu. Hakkında çok az deneyime sahip olduğumuz yeni dünya düzeni, en güçlü devletlerin bile kontrol etmekte zorlandığı yeni bir süreçle karşı karşıya getirdi bizi. Paylaşılan ortak kazanımları küresel ekonomik birliktelikler için koruma planları uygulanamazsa, 20. yüzyılda oturtulan ekonomik yönetim şablonunun gittikçe değişik bir yön ve biçime dönüşeceğine
kesin gözüyle bakılıyor. Şu anda insanoğlunun yaşamı sürdürmekte en büyük dayanağı dijital olanaklar. Bu olanaklar günlük yaşantımızın her alanında neredeyse biricik aracımız haline gelmiş durumda. Büyük resimde bilim ve teknolojide bilgi alışverişi, devletler arası görüşmeler, ulusal ve uluslararası ticari işlemler şimdilik bu yolla bir şekilde yürüyor. Ülkeler tıbbi bilgi ve verilerini paylaşabiliyor ve şu andaki pandemi koşullarında en hızlı şekilde bilgi alışverişinde bulunabiliyor. Bireyler olarak da bizler bu karantina günlerinde sokağa çıkmadan yüzlerce hizmete ve bilgiye ulaşabiliyoruz. Herhalde dünyada özellikle bireysel ihtiyaçların karşılanmasında e-ticaretin bu kadar yoğun kullanıldığı başka bir dönem daha olmamıştır. Evden çalışma da bu dönemde ekonomiye güç katabilecek önemli bir seçenek oldu. Ekonomisi güçlü olsun veya olmasın tüm devletler, bu pandemi sonrasında, ekonomilerini ne kadar
iyi yönetseler de mutlaka alışılmış düzenlerinde bir daralma yaşayacak. Bu sürece hazırlıksız ve kötü ekonomik koşullarla giren devletler ise daha ciddi ekonomik önlemler almak durumunda kalacak. Bu pandemiyi atlattıktan sonra tüm dünyanın alması gereken dersler olacaktır. Bu salgın, bilişim teknolojilerinin vazgeçilmez olduğunu, AR-GE altyapısının, yetişmiş eleman altyapısının, mevcut sosyo kültürel yapının, akademik çalışmaların, 4. Sanayi Devrimi’nin üretimde ne kadar esnek olabileceğini, yerli ve milli üretimin ne kadar hayati olduğu kanıtlandı. Bu zorlu süreçte kazanılacak olan tüm deneyimler, bilişim teknolojileri sektörü olarak doğrudan bizlere olan gereksinimi artıracaktır. Bilişim
şirketleri de, dijital dönüşüme hazır oluşları oranında küresel düzeyde başarılı olacaklardır.
“Mevcut krizden alacağımız en önemli ders; bilginin, bilim ve teknolojinin
en iyi silahımız olduğunun farkına varmamızdır.”
Salgınla birlikte sektörünüzde trendler ne yönde olacak?
Bilişim sektörü en az etkilenen sektörler arasında yer alsa da maalesef işsiz kalmış bir bilişim kadrosu olacak. Salgından sonra küresel ekonomideki problemler nedeniyle işini kaybetmiş birçok bilişim teknolojileri şirketi, yeni arayış içine girecek ve özellikle nitelikli bilişim elemanı ihtiyacını karşılamaya çalışacak. Bu da ekonomideki duruma göre yeni bir iş piyasası oluşturacaktır. Şirketler bir taraftan günlük masraflarıyla uğraşırken, diğer taraftan gelecek vadeden yeni teknolojilere yatırım yapmaya çalışacak. Bu aşamada devlet desteğinin çok önemli olacağını söylemek yanlış bir öngörü olmayacaktır.
Devlet liderliği ve desteğiyle, STK ve üniversitelerle beraber kısa ve uzun vadeli planlar yapılması ve şirketlerin bu planlar doğrultusunda AR-GE ve tasarım yaparak yerli üretime katkı sağlamaları teşvik edilmelidir. Bu sayede bilişim teknolojilerinin küresel rekabet içinde olabilmeleri ve nitelikli ihracatın artması sağlanabilir. Mevcut krizden alacağımız en önemli ders; bilginin, bilim ve teknolojinin en iyi silahımız olduğunun farkına varmamızdır.